Bir Tatlı Huzur :)

Hani bir şarkı var ya “Bir tatlı huzur almaya geldik, Kalamış’tan, Ah Kalamış’tan” diye söylenen; işte o cümleler dolaşıyor zihnimde. Sadece biraz değişime uğratarak “Bir tatlı huzur aldım, bu geceden, ah bu geceden” diye söyleyebilirim yandaki resme bakarak. İstisnalar dışında her gece Küçük Cadı’ma kitap okuyoruz. Hoş Küçük Cadı dediğime bakmayın, büyük bir hızla büyüyor ve şimdiden 8 yaş ve beraberinde atarlı giderli haller eşlik ediyor bize 🙂 Neyse mesele bu değil, arada ona bakıp gözlerimiz nemleniyor ama anlatmak istediğim bu da değil şimdi. Mesele dün gece okuma zamanımız geldiğinde “Anne bu gece babaannem de bizimle okusun, hepimiz okuyalım” demesiyle ortaya çıkan bu tabloda. 

Beraber kitap okumak, tekken kitap okumak ama illa ki hemen her gece beraber kitap okumak hepimiz için güzel bir zaman dilimi. O istiyor ki bu güzelliği çoğaltalım. Bazen bunu yapıyoruz ve tek kişilik yatağa üç kişi girip okuma zamanımızı böyle geçiriyoruz ama bu sefer dört kişi nasıl sığacaktık o yatağa? “Tamam o zaman, ama bunu salonda yapalım, yatağına sığmayız, getir kitabını” dedim ve ortaya yandaki kare çıktı. Bir süre önce bize hediye gönderilen kitaplardan bir tanesi eşlik etti bize dün gece. “Hayır!” Diyen Şövalye’nin yazarı Lucy Rowland ve Türkçe’ye Yasemin Yener tarafından çevriliyor. Kitapla ilgili daha fazla şey yazma niyetinde değilim, çünkü beni asıl mutlu eden şey babaanne, torun, baba ve annenin aynı kitaba bakarak ve her birimizin bir sayfasını okuyarak zaman geçirmemiz. Bu halimizi fotoğraflamayı istedim evet, sanırım bir süredir kızıma ya da hepimize bazı şeylerin anı olarak kalmasını istiyorum. Bu blog biraz da bu yüzden belki de; kim bilir? Sadece üzerine yazmak istediğim, bakıp bakıp keyif aldığım o anların biraz daha kalıcı olmasını istedim. Size basit gelebilir ama benim için “Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” sorusunun dün geceki cevabıdır bu kare 🙂 Karede tek eksik var; o da Şakir efendi ama onu uyutmuştuk. Herkes hem birbirinin sayfasını izliyor ve resimler içinde hayallere dalıyor, hem de kendi sayfası geldiğindeki kısmı okuyordu. Böyle de olur mu, ne anlaşılır okunandan demeyin, bir masala, bir hikayeye, bir söylenceye, bir hayale hepimizin ortak olduğu/olabildiği ender anlardan aslında önümüzdeki kare. Kitap da güzelse ve hele de çocuk edebiyatının o sanata ve hayale geniş yer sağlayan alandan sesleniyorsa size hem görselleri, hem cümleleriyle değmeyin keyfimize. Şimdi peki niye size hitaben yazıyorum biliyor musunuz; çünkü sizin de çocuğunuzla, aile büyüklerinizle ve aslında sevdiklerinizle zamanı güzelleştirme ihtimalinize eşlik etme niyetiyle. Hani bir tatlı huzura hepimizin ihtiyacı var ya, hani çocuk edebiyatı bunun için güzel veya benim sevdiğim bir yol ya, belki o yol sizin de hoşunuza gidebilir diye. Belki çocuğunuza da iyi gelebilir ve ilerde geriye döndüğünde o güzel anlar ona hayatındaki zorlukları aşmasında yardımcı olabilir, güç verebilir ve iyiyi gösterebilir diye… Belki sadece ama sadece size iyi gelirse sizden çevrenizdekilere iyi gelebilir diye; kısacası aldığım bir tatlı huzura içini sizin dolduracağınız sebeplerle sizi de dahil etme niyetiyle 🙂

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.